Haberler

Mikrofon Geri Beslemesini (Feedback) Çözmek İçin Farklı Yöntemler Deneyin

2025-05-29
   Mikrofonla canlı seslendirme yaparken, mikrofon geri beslemesi sorunu (feedback) kaçınılmazdır (hat sinyalinin pozitif geri beslemesiyle oluşan otomatik osilasyon bu tartışmada ele alınmamaktadır). Basitçe açıklamak gerekirse, ses sinyali hoparlörden çıktıktan sonra mikrofon tarafından tekrar yakalanır ve ses sistemine geri girer, tekrar yükseltilir. Bu, sinyal üst üste binmesine ve pozitif geri beslemeye yol açar, sonuçta tiz bir ıslık sesi (feedback) oluşur. Ses teknisyenleri uzun süredir bu sorunu çözmek için çeşitli yöntemler ve cihazlar deniyor, ancak pek başarılı olamadılar. Kendi deneyimlerime dayanarak aşağıdaki yöntemleri önerebilirim, deneyebilirsiniz:
   1. Feedback Önleyici (Feedback Suppressor): Çalışma prensibi, önceden ayarlanmış bir seviyeyi aşan belirgin birkaç veya bir düzine frekans noktasının seviyesini bastırmaktır. Sabit mikrofon yerleşimli toplantı sistemlerinde bir dereceye kadar etkilidir. Ancak sahne performanslarında etkisiz hatta performansı bozucu olabilir. Çünkü sahnede sanatçılar sürekli hareket halindedir, frekans noktalarını takip etmek zordur. Ayrıca, özellikle rock şarkıcıları gibi dinamik aralığı geniş sanatçılar şarkı söylerken, birçok frekans noktası geri beslemeden *değil*, doğal ses yoğunluğundan dolayı aşılabilir. Feedback önleyici bunu geri besleme sanıp bu frekansları bastırır, bu da sahne ses basıncında çökme ve performansın bozulmasına yol açar.
   2. Frekans Kaydırıcı (Pitch Shifter): Çalışma prensibi, mikrofon sinyalinin frekansını birkaç veya birkaç on Hz yukarı veya aşağı kaydırarak pozitif geri beslemeyi önlemektir. Bu yöntem de sadece toplantı sistemleri için uygundur. Performans sırasında frekans kaydırmanın yarattığı ses değişimi tuhaf ve rahatsız edici olabilir.
   3. Otomatik Mikser (Automixer): Çalışma prensibi, sinyal girişi olan ve olmayan mikrofonları otomatik gecikmeli noise gate ile açıp/kapayarak geri beslemeyi önlemektir. Bu yöntem, çok sayıda mikrofon kullanılan toplantı salonları için idealdir. Sahne performanslarındaki konuşma içerikli bölümlerde de kullanılabilir, ancak şarkılı performanslarda iyi sonuç vermez (sebebi noise gate ile aynıdır).
   4. Noise Gate (Gürültü Kapısı): Çalışma prensibi, bir eşik seviyesi (threshold) kullanarak mikrofon sinyalini açıp/kapamaktır. Genellikle davul mikrofonlamasında kullanılır (davul kaynağından direk sinyal alınan yöntem hariç). Sadece davula vurulduğunda mikrofon açılır, bu da sahne monitör hoparlörleri ile davul mikrofonları arasında sinyal geri beslemesi ve feedback oluşmasını engeller. Şarkı performansları için uygun değildir, çünkü bazı sanatçılar çok hafif sesle söyler ve bu, noise gate eşik seviyesinin altında kalırsa mikrofon açılmaz, sahnede "ses kesilmesi" yaşanır.
   5. Kompresör: Çalışma prensibi, sinyal ayarlanmış bir seviyeyi aştığında, kompresörün sinyali orantılı olarak sıkıştırmaya başlaması ve daha fazla büyümesini engelleyerek geri beslemeyi önlemesidir. Bu yöntem sahne şarkı performanslarında kullanılabilir, ancak henüz ayarlanan seviyeye ulaşmamış erken aşamadaki geri beslemelere karşı etkisizdir.
   6. Grafik Ekolayzır: Çalışma prensibi, feedback oluşan belirli frekans noktalarını zayıflatmak veya kesmektir. Dezavantajı, ekolayzırın frekans noktalarının sabit olması, feedback frekanslarının ise değişken olmasıdır. Feedback, iki noktanın arasında (örn. 3/4, 1/2, 1/4 konumunda) oluşabilir. Bazen bitişik iki noktanın da zayıflatılması gerekir. Ayrıca grafik ekolayzır bant genişlikleri genellikle geniştir, bazı frekans noktalarını zayıtınca/kesince frekans boşluğu ve ses bozulması oluşabilir. Bu nedenle grafik ekolayzır, seslendirme kalitesi için yüksek beklenti olmayan durumlara uygundur.
   7. Parametrik Ekolayzır: Çalışma prensibi, tarayıcı (sweep) ile feedback frekansını bulmak, o noktanın bant genişliğini (Q değeri) ayarlamak ve sadece o noktayı zayıflatmak veya kesmektir. Bu, geri beslemeyi ortadan kaldırırken kullanışlı sinyallerin etkilenmemesini sağlar. Bu nedenle parametrik ekolayzır çeşitli ortamlar için daha uygundur.
   Yukarıdakiler, geri beslemeyi önleme konusundaki bazı deneyimlerimdir. Elbette gerçek duruma göre karar verilmeli ve test yapılmalıdır. Test için özel ölçüm mikrofonu yerine sahnede kullanılacak mikrofonla test yapılmasını öneririm, çünkü sanatçı ölçüm mikrofonuyla şarkı söylemez. Ayrıca bağlantı şekilleri vb. konular da pratik gerektirir. Ben genellikle şu yöntemi kullanıyorum: Her mikrofon giriş yoluna (insert point) bir Parametrik Ekolayzır + Kompresör zinciri. Davul yoluna + Noise Gate. Tabii bu daha fazla ekipman ve bütçe gerektirir. Kendi durumunuza göre ekipman ve yöntem seçebilirsiniz (belki daha iyi yöntemler de vardır).
   Göğüs mikrofonlarının (Lavaliyer) geri beslemeye daha yatkın olması, mikrofonun yönlülüğü (polar pattern) ve kazanç seviyesiyle ilgilidir. Genellikle göğüs mikrofonları geniş yönlülüğe sahiptir (omnidirectional veya supercardioid). Kullanımda genellikle göğüste veya yakaya takılır, sanatçının ağzından uzaktır. Bu nedenle mikrofon çıkış seviyesi ve mikser giriş kazancı genellikle yüksek ayarlanır. Bu da geri besleme olasılığını artırır. Bu durumda, bu iki noktadaki seviyeyi biraz kısmak, performansı korurken geri beslemeyi önleyebilir. Ayrıca, bahsedilen yönlülük konusuna ek olarak: Bazı göğüs mikrofonları toplantı ve eğitim içindir, küçük elektret mikrofon kafasına sahiptir. Bu tür mikrofonlar asla sahne performansı için kullanılmamalıdır, çıkan insan sesi bozuktur ve geri beslemeye çok yatkındır. Sahne performansları için kullanılan göğüs mikrofonları ise kondansatör veya dinamik tiptedir, bozulma yapmaz ve geri beslemeye o kadar yatkın değildir.