Kablosuz Mikrofonlarda 10 Yaygın Sorun ve Çözümleri
Kablosuz mikrofonların performansı, çevredeki cihazların frekans paraziti, kullanıcı hataları gibi çeşitli faktörlerden etkilenerek sorunlara yol açabilir. Palm Gold editörleri size en yaygın kablosuz mikrofon sorunlarını nasıl önleyeceğinizi ve çözeceğinizi anlatıyor.
1: Sistem Uyumsuzluğu
Frekansların birbiriyle farklı uyum seviyeleri vardır. Sistemi çok iyi biliyorsanız, daha fazla sistem kullanabilirsiniz, ancak asıl mesele tüm sistemin uyumluluğunu nasıl sağlayacağınızdır. Çoğu frekans uyumluluk yazılımı tasarlanırken önemli bir varsayım yapar: Tüm alıcılar sürekli açık veya sessiz (mute) modunda olmasa bile (bazı vericiler ara sıra kapatılabilir), tüm alıcıların parazite neden olabilecek enterferans (intermodülasyon) sinyalleri almaması garanti edilir. Bu nedenle yazılım, enterferans sinyalleri ve kablosuz mikrofonlar için yeterli boşluk bırakacak şekilde tasarlanmalıdır. Ses sistem operatörünün etkinlikte daha aktif bir rol oynayacağını varsayıyorsanız, sistemin daha geniş uyumluluğa sahip olması gerekir.
Bu durumda, operatörün tüm alıcıları sessiz moda alacağı ve tüm vericilerin performans süresince açık kalacağı varsayılır. Vericiler ile alıcı antenleri arasındaki mesafe de benzerdir. Bu varsayımlar Broadway tiyatrosunda mümkün olabilir, ancak okul salonlarında sistemler profesyonel eğitimli olmayan kişilerce kullanıldığında aynı performansı beklemek pek mümkün değildir. Vericiler alıcı antenine çok yakın olduğunda veya yüksek güçlü vericiler çalıştığında enterferans daha şiddetli olur. Bu nedenle bir sinemada 40 kablosuz sistemi aynı anda çalıştırmak (birçok verici alıcıya çok yakın), her sınıfta bağımsız bir sistemin olduğu ve vericilerin kendi alıcılarına yakın olduğu bir okula göre çok daha zordur.
Çözüm: Büyük sayıdaki sistem ile yüksek performans arasında denge kurun. Frekanslar arasındaki uyum seviyesinin, kullanılacak sistemlerle uygun olduğundan emin olun. Verici ile alıcı anteni arasında en az 10 feet (3 metre) mesafe bırakın. Vericinin RF çıkış gücü ayarlanabilir ise, verici ile alıcı arasındaki beklenen mesafeyi karşılamak için daha düşük iletim gücü kullanın.
Kablosuz Mikrofonlarda 10 Yaygın Sorun ve Çözümleri
2: Sistemlerin Birbirine Uyumsuzluğu
Kablosuz mikrofon kullanırken, sistemler kendi aralarında enterferans sorunları yaşayabilir. Her sistemin frekansı veya aralığı birkaç Megahertz (MHz) farklı olsa bile, enterferans (IMD) mikrofonların birbirini etkilemesine neden olabilir. Enterferans sinyalleri ile cihazların çalışma frekansları arasında yeterli MHz boşluğu yoksa, alıcının vericiden sinyal alması zorlaşır. Tipik belirtiler sistemler arası karışma (crosstalk), sık sinyal kaybı veya aşırı gürültü ve bozulmadır. Frekanslar arasındaki minimum aralık, sistem alıcısının tasarımına bağlıdır. Giriş seviyesi bir alıcı, en yakın komşu sistemle 1MHz boşluk gerektirebilir. Daha pahalı alıcılar genellikle daha dar bir ayar "penceresine" sahiptir, böylece sistemler arasında daha küçük enterferans frekans aralıkları mümkün olur.
Çözüm: Enterferansı önlemek için önceden hesaplanmış, birbiriyle uyumlu frekanslar seçin. Bu, verici ve alıcı tasarımı hakkında derin bilgi gerektirir. Kablosuz sistem üreticileri genellikle bu hesaplamaları yapmıştır. Örneğin, sadece 8 kablosuz mikrofon birlikte kullanılacak olsa bile, mikrofonlar arası uyumu garanti altına almak için binlerce hesaplama yapılır. Bu nedenle çoğu üretici, sistemleriyle uyumlu frekans listeleri yayınlar. Ayrıca, yazılımlar da belirli durumlarda uyumlu frekansları belirlemede kullanıcılara yardımcı olabilir.
3: TV İstasyonları vb. Diğer Sinyal Kaynaklarının Paraziti
Kablosuz mikrofonlar aynı spektrumda yayın yapan diğer sinyal kaynaklarından da etkilenir. En yaygın olanı genellikle TV istasyonlarıdır. FCC (ABD Federal İletişim Komisyonu) kuralları, kablosuz mikrofon kullanıcılarının aynı coğrafi bölgede TV yayınlarının kullandığı frekanslardan kaçınmasını gerektirir.
Çözüm: Kapalı mekanlarda, 40-50 mil (64-80 km) yarıçapındaki TV kanallarının parazitinden kaçının. Açık havada çalışırken, 50-60 mil (80-96 km) yarıçapında normal kullanım sağlanmalıdır. Her şehrin frekansları farklı olduğundan, uygun kablosuz mikrofon frekansı konumunuza bağlıdır. Cihaz üreticileri genellikle farklı şehirlerdeki kullanılabilir frekanslar hakkında kılavuzlar sağlar. FCC, tüm analog TV istasyonlarının 2009 Şubat'ta faaliyetine son vermesini şart koştu. Ayrıca, 51. kanalın üzerindeki spektrum başka amaçlar için kullanılacaktır. 698 MHz üzerindeki kablosuz mikrofon frekansları, yeni kullanımların parazitini önlemek için daha düşük frekanslara ayarlanmalıdır. Dijitale geçiş sürerken, belirli bir konumdaki TV kanalları değişebilir, bu nedenle kullanıcıların resmi bilgileri düzenli olarak kontrol etmesi önerilir.
4: Diğer Dijital Cihazların Paraziti
Kulak içi monitörler, telsiz sistemler gibi diğer kablosuz ses cihazları ve hatta kablosuz olmayan cihazlar da enterferansa neden olabilir. Dijital cihazlar (CD çalarlar, bilgisayarlar, dijital ses işlemciler), kablosuz mikrofon alıcılarına çok yakın monte edilirse, genellikle yoğun RF gürültüsü yayar ve enterferansa yol açabilir. Vericiler için en yaygın parazit kaynakları, GSM cep telefonları ve sunucunun taşıdığı PDA'lardır.
Çözüm: Kablosuz mikrofon frekansını seçerken, diğer kablosuz ses cihazlarının kullanımını bilin. Dijital cihazlar ile kablosuz mikrofon alıcıları arasında en az birkaç fit mesafe bırakın.
5: Alıcı Anten Seçimi ve Yerleşimi
Kablosuz mikrofon alıcı antenleri, en çok yanlış anlaşılan konulardan biridir. Anten seçimi, yerleşimi ve kablolama hataları, performans kapsama alanını daraltarak kısa mesafede sinyal kaybına, düşük sinyal gücüne ve sık bağlantı kesintilerine neden olabilir. Modern çeşitlemeli (diversity) alıcılar, tek antenli türlere göre çok daha üstün performans sunar, ancak sistem performansı ve güvenilirliğinin optimize edilmesi için anten seçimi ve yerleşimi doğru yapılmalıdır.
Çözüm: İyi çeşitleme performansı için, antenler arasında en az bir buçuk dalga boyu mesafe bırakın (700 MHz için ~23 cm / 9 inç). Alıcı antenleri "V" şeklinde açılı olarak konfigüre edilmelidir; bu, verici hareket ettiğinde veya farklı açılarda yerleştirildiğinde daha iyi sinyal alımı sağlar.
Alıcı, performans alanından uzakta monte edilecekse (ekipman dolabı veya kapalı bir raf içi gibi), antenler uzaktan monte edilmeli (tercihen izleyicilerin üzerinde) ve vericiye doğrudan görüş hattı (line-of-sight) sağlanmalıdır. ¼ dalga antenleri (çeyrek dalga) uzaktan monte etmeyin, çünkü bu antenler topraklama için alıcı şasisine ihtiyaç duyar. Antenler arasında gereğinden fazla mesafe, sistem çeşitleme performansını önemli ölçüde artırmaz, ancak daha büyük bir sahne, kilise veya toplantı odası alanını daha iyi kapsamanıza yardımcı olabilir. Antenler sahnenin uzağına monte ediliyorsa, yönlü (directional) antenler kullanılabilir. Bu antenler belirli bir yönden daha fazla sinyal alırken diğer açılardan sinyal alımını azaltarak sinyal alımını iyileştirir. Antenleri alıcıya bağlamak için koaksiyel kablo kullanılıyorsa, kablodaki sinyal kaybını telafi etmek için anten amplifikatörü (yükseltici) kullanmak gerekebilir. Sinyal kaybı miktarı, kablo uzunluğuna ve tipine bağlıdır. Bu nedenle üreticinin önerilerine göre hesaplama yapın; toplam net sinyal kaybı 5 dB içinde tutulmalıdır.
6: İnsan Vücudunun Neden Olduğu Sinyal Engellemesi
İnsan vücudu da kablosuz sinyali engelleyebilir. Vücut büyük ölçüde sudan oluşur ve RF enerjisini emer. Ayrıca, kullanıcı el tipi vericinin antenini eliyle sararsa, etkin çıkış gücü %50'den fazla azalabilir. Benzer şekilde, vericinin esnek anteni kıvrılmış veya katlanmışsa, sinyal etkilenir.
Çözüm: Verici antenini tamamen açık ve serbest tutarak maksimum sinyal iletim menzili ve optimum performans sağlayın.
7: Verici Pil Voltajının Yetersiz Olması
Verici pil ömrü, kablosuz mikrofonların en önemli sorunudur. Kullanıcılar genellikle düşük maliyetli piller kullanarak ekipman maliyetini düşürmeye çalışır. Çoğu kablosuz üretici, alkalin veya tek kullanımlık lityum pilleri önerir çünkü bunların çıkış voltajı pil ömrü boyunca daha stabildir. Bu çok önemlidir, çünkü çoğu verici düşük voltajda ses bozulması veya sinyal kaybı yaşar. Şarj edilebilir piller ilk bakışta ideal çözüm gibi görünse de, çoğu şarj edilebilir pil tam şarjlı olsa bile, tek kullanımlık pillere göre yaklaşık %20 daha düşük voltaj sağlar.
Çözüm: Pil sorununu çözmek için, verici pilinin voltaj çıkış gereksinimlerini dikkatlice karşılaştırın ve pilin tüm performans süresince yeterli güç sağladığından emin olun. Lityum-iyon ve şarj edilebilir alkalin piller genellikle uzun süre dayanırken, nikel-metal hidrit (NiMH) ve nikel-kadmiyum (NiCd) piller sadece birkaç saat dayanabilir. Bu özellikle 9 volt piller için geçerlidir. AA şarj edilebilir pillerin performansı tek kullanımlık AA pillerinkine benzer.
8: Verici Giriş Seviyesinin Ayarlanmaması
Doğal gürültü ve FM iletiminin sınırlı dinamik aralığı, analog kablosuz ses iletiminin sınırlarını belirler. Bunu aşmak için çoğu kablosuz mikrofon sistemi ses kalitesini artırmak amacıyla genellikle iki ses işleme tekniği kullanır: Vericide ön vurgulama (pre-emphasis), alıcıda ise vurguyu kaldırma (de-emphasis) kullanılarak sinyal-gürültü oranı (SNR) iyileştirilir. Vericideki bir kompresör ve alıcıdaki bir ekspandör (compander) ile dinamik aralık 100 dB'nin üzerine çıkarılabilir. Bu, ses seviyesi ayarını çok önemli hale getirir. Ses seviyesi çok düşükse, tıslama (hiss) oluşur; çok yüksekse, bozulma (distortion) meydana gelebilir.
Çözüm: Optimum ses kalitesi için, verici giriş kazancı, en yüksek ses seviyelerinde tam modülasyon sağlayacak ancak bozulmaya yol açmayacak şekilde ayarlanmalıdır.
9: Kablosuz Sistem Kurulumu
Kablosuz sistemlerin en büyük baş ağrısı, radyo dalgalarının sürekli değişmesidir. Dijital TV'ye geçişle birlikte, analog ve dijital TV kanallarının kullanımı değişmektedir. FCC, tüketici ürünlerinin (kişisel PDA, akıllı telefon veya ev cihazları) boş TV kanallarını kablosuz internet erişimi için kullanmasına yönelik bir yol bulmaya çalışmaktadır.
Çözüm: Eskiden bir şehirdeki VHF bandı TV kanallarının tek mi çift mi olduğunu bilmek kolaydı. Ancak şimdi, kullanıcılar kablosuz mikrofonları (ve kulak içi monitörler, telsiz sistemler vb.) kurarken ve kullanırken, tanıdıkları bir mekanda bile çalışıyor olsalar bile, yerel spektrum durumunu düzenli olarak kontrol etmelidir.
Elbette, bu düşündüğümüz kadar karmaşık değil. İlk olarak, çoğu kablosuz cihaz üreticisi artık en güncel TV kanallarıyla senkronize çevrimiçi frekans seçim araçları sunmaktadır. İkinci olarak, harici RF tarayıcılar ve spektrum analizörleri tüm spektrumu (TV bandı dahil) hızla tarayabilir, giderek daha güçlü ve daha uygun fiyatlı hale gelerek kablosuz sistemlere büyük ölçüde bağımlı olanlar için pratik bir seçenek sunmaktadır. Son olarak, kablosuz sistemlerin kendileri de giderek daha karmaşık hale gelmekte; hatta bazı giriş seviyesi sistemler bile spektrumu tarayabilir veya açık bir frekans bulabilir. Bazı yüksek kaliteli sistemler, PC'nize veya Mac'inize bağlanarak spektrumu tarayabilir, size görsel bir RF durumu raporu verebilir, en uygun frekans setini hesaplayabilir (diğer RF cihazları da dikkate alarak) ve alıcıyı otomatik olarak kurabilir.
10: Alıcı Çıkış Seviyesinin Yanlış Ayarlanması
Frekans, dalga boyu ve antenler hakkında bu kadar çok konuştuktan sonra, kablosuz mikrofon sisteminin en temel gereksinimini gözden kaçırmak kolaydır: Sinyal kaynağı ile ses sistemi arasındaki bağlantı kablosunun yerini almak için, alıcılar genellikle çıkış seviyesi kontrolüne sahiptir (çoğu kablolu mikrofonun aksine). Bu, alıcı çıkışı ile ses sistemi girişi arasında daha hassas eşleştirme yapma fırsatı sunar.
Çözüm: Mikrofon seviyesi mi yoksa hat seviyesi (line level) mi kullanıldığına bakılmaksızın, çıkış seviyesi, ses sisteminin giriş sınırını aşmadan, mümkün olan en yüksek pratik seviyeye ayarlanmalıdır. Bu ayar, miksere giden giriş kanalındaki göstergelerden veya ses bozulmasını dinleyerek kontrol edilebilir.
1: Sistem Uyumsuzluğu
Frekansların birbiriyle farklı uyum seviyeleri vardır. Sistemi çok iyi biliyorsanız, daha fazla sistem kullanabilirsiniz, ancak asıl mesele tüm sistemin uyumluluğunu nasıl sağlayacağınızdır. Çoğu frekans uyumluluk yazılımı tasarlanırken önemli bir varsayım yapar: Tüm alıcılar sürekli açık veya sessiz (mute) modunda olmasa bile (bazı vericiler ara sıra kapatılabilir), tüm alıcıların parazite neden olabilecek enterferans (intermodülasyon) sinyalleri almaması garanti edilir. Bu nedenle yazılım, enterferans sinyalleri ve kablosuz mikrofonlar için yeterli boşluk bırakacak şekilde tasarlanmalıdır. Ses sistem operatörünün etkinlikte daha aktif bir rol oynayacağını varsayıyorsanız, sistemin daha geniş uyumluluğa sahip olması gerekir.
Bu durumda, operatörün tüm alıcıları sessiz moda alacağı ve tüm vericilerin performans süresince açık kalacağı varsayılır. Vericiler ile alıcı antenleri arasındaki mesafe de benzerdir. Bu varsayımlar Broadway tiyatrosunda mümkün olabilir, ancak okul salonlarında sistemler profesyonel eğitimli olmayan kişilerce kullanıldığında aynı performansı beklemek pek mümkün değildir. Vericiler alıcı antenine çok yakın olduğunda veya yüksek güçlü vericiler çalıştığında enterferans daha şiddetli olur. Bu nedenle bir sinemada 40 kablosuz sistemi aynı anda çalıştırmak (birçok verici alıcıya çok yakın), her sınıfta bağımsız bir sistemin olduğu ve vericilerin kendi alıcılarına yakın olduğu bir okula göre çok daha zordur.
Çözüm: Büyük sayıdaki sistem ile yüksek performans arasında denge kurun. Frekanslar arasındaki uyum seviyesinin, kullanılacak sistemlerle uygun olduğundan emin olun. Verici ile alıcı anteni arasında en az 10 feet (3 metre) mesafe bırakın. Vericinin RF çıkış gücü ayarlanabilir ise, verici ile alıcı arasındaki beklenen mesafeyi karşılamak için daha düşük iletim gücü kullanın.
Kablosuz Mikrofonlarda 10 Yaygın Sorun ve Çözümleri
2: Sistemlerin Birbirine Uyumsuzluğu
Kablosuz mikrofon kullanırken, sistemler kendi aralarında enterferans sorunları yaşayabilir. Her sistemin frekansı veya aralığı birkaç Megahertz (MHz) farklı olsa bile, enterferans (IMD) mikrofonların birbirini etkilemesine neden olabilir. Enterferans sinyalleri ile cihazların çalışma frekansları arasında yeterli MHz boşluğu yoksa, alıcının vericiden sinyal alması zorlaşır. Tipik belirtiler sistemler arası karışma (crosstalk), sık sinyal kaybı veya aşırı gürültü ve bozulmadır. Frekanslar arasındaki minimum aralık, sistem alıcısının tasarımına bağlıdır. Giriş seviyesi bir alıcı, en yakın komşu sistemle 1MHz boşluk gerektirebilir. Daha pahalı alıcılar genellikle daha dar bir ayar "penceresine" sahiptir, böylece sistemler arasında daha küçük enterferans frekans aralıkları mümkün olur.
Çözüm: Enterferansı önlemek için önceden hesaplanmış, birbiriyle uyumlu frekanslar seçin. Bu, verici ve alıcı tasarımı hakkında derin bilgi gerektirir. Kablosuz sistem üreticileri genellikle bu hesaplamaları yapmıştır. Örneğin, sadece 8 kablosuz mikrofon birlikte kullanılacak olsa bile, mikrofonlar arası uyumu garanti altına almak için binlerce hesaplama yapılır. Bu nedenle çoğu üretici, sistemleriyle uyumlu frekans listeleri yayınlar. Ayrıca, yazılımlar da belirli durumlarda uyumlu frekansları belirlemede kullanıcılara yardımcı olabilir.
3: TV İstasyonları vb. Diğer Sinyal Kaynaklarının Paraziti
Kablosuz mikrofonlar aynı spektrumda yayın yapan diğer sinyal kaynaklarından da etkilenir. En yaygın olanı genellikle TV istasyonlarıdır. FCC (ABD Federal İletişim Komisyonu) kuralları, kablosuz mikrofon kullanıcılarının aynı coğrafi bölgede TV yayınlarının kullandığı frekanslardan kaçınmasını gerektirir.
Çözüm: Kapalı mekanlarda, 40-50 mil (64-80 km) yarıçapındaki TV kanallarının parazitinden kaçının. Açık havada çalışırken, 50-60 mil (80-96 km) yarıçapında normal kullanım sağlanmalıdır. Her şehrin frekansları farklı olduğundan, uygun kablosuz mikrofon frekansı konumunuza bağlıdır. Cihaz üreticileri genellikle farklı şehirlerdeki kullanılabilir frekanslar hakkında kılavuzlar sağlar. FCC, tüm analog TV istasyonlarının 2009 Şubat'ta faaliyetine son vermesini şart koştu. Ayrıca, 51. kanalın üzerindeki spektrum başka amaçlar için kullanılacaktır. 698 MHz üzerindeki kablosuz mikrofon frekansları, yeni kullanımların parazitini önlemek için daha düşük frekanslara ayarlanmalıdır. Dijitale geçiş sürerken, belirli bir konumdaki TV kanalları değişebilir, bu nedenle kullanıcıların resmi bilgileri düzenli olarak kontrol etmesi önerilir.
4: Diğer Dijital Cihazların Paraziti
Kulak içi monitörler, telsiz sistemler gibi diğer kablosuz ses cihazları ve hatta kablosuz olmayan cihazlar da enterferansa neden olabilir. Dijital cihazlar (CD çalarlar, bilgisayarlar, dijital ses işlemciler), kablosuz mikrofon alıcılarına çok yakın monte edilirse, genellikle yoğun RF gürültüsü yayar ve enterferansa yol açabilir. Vericiler için en yaygın parazit kaynakları, GSM cep telefonları ve sunucunun taşıdığı PDA'lardır.
Çözüm: Kablosuz mikrofon frekansını seçerken, diğer kablosuz ses cihazlarının kullanımını bilin. Dijital cihazlar ile kablosuz mikrofon alıcıları arasında en az birkaç fit mesafe bırakın.
5: Alıcı Anten Seçimi ve Yerleşimi
Kablosuz mikrofon alıcı antenleri, en çok yanlış anlaşılan konulardan biridir. Anten seçimi, yerleşimi ve kablolama hataları, performans kapsama alanını daraltarak kısa mesafede sinyal kaybına, düşük sinyal gücüne ve sık bağlantı kesintilerine neden olabilir. Modern çeşitlemeli (diversity) alıcılar, tek antenli türlere göre çok daha üstün performans sunar, ancak sistem performansı ve güvenilirliğinin optimize edilmesi için anten seçimi ve yerleşimi doğru yapılmalıdır.
Çözüm: İyi çeşitleme performansı için, antenler arasında en az bir buçuk dalga boyu mesafe bırakın (700 MHz için ~23 cm / 9 inç). Alıcı antenleri "V" şeklinde açılı olarak konfigüre edilmelidir; bu, verici hareket ettiğinde veya farklı açılarda yerleştirildiğinde daha iyi sinyal alımı sağlar.
Alıcı, performans alanından uzakta monte edilecekse (ekipman dolabı veya kapalı bir raf içi gibi), antenler uzaktan monte edilmeli (tercihen izleyicilerin üzerinde) ve vericiye doğrudan görüş hattı (line-of-sight) sağlanmalıdır. ¼ dalga antenleri (çeyrek dalga) uzaktan monte etmeyin, çünkü bu antenler topraklama için alıcı şasisine ihtiyaç duyar. Antenler arasında gereğinden fazla mesafe, sistem çeşitleme performansını önemli ölçüde artırmaz, ancak daha büyük bir sahne, kilise veya toplantı odası alanını daha iyi kapsamanıza yardımcı olabilir. Antenler sahnenin uzağına monte ediliyorsa, yönlü (directional) antenler kullanılabilir. Bu antenler belirli bir yönden daha fazla sinyal alırken diğer açılardan sinyal alımını azaltarak sinyal alımını iyileştirir. Antenleri alıcıya bağlamak için koaksiyel kablo kullanılıyorsa, kablodaki sinyal kaybını telafi etmek için anten amplifikatörü (yükseltici) kullanmak gerekebilir. Sinyal kaybı miktarı, kablo uzunluğuna ve tipine bağlıdır. Bu nedenle üreticinin önerilerine göre hesaplama yapın; toplam net sinyal kaybı 5 dB içinde tutulmalıdır.
6: İnsan Vücudunun Neden Olduğu Sinyal Engellemesi
İnsan vücudu da kablosuz sinyali engelleyebilir. Vücut büyük ölçüde sudan oluşur ve RF enerjisini emer. Ayrıca, kullanıcı el tipi vericinin antenini eliyle sararsa, etkin çıkış gücü %50'den fazla azalabilir. Benzer şekilde, vericinin esnek anteni kıvrılmış veya katlanmışsa, sinyal etkilenir.
Çözüm: Verici antenini tamamen açık ve serbest tutarak maksimum sinyal iletim menzili ve optimum performans sağlayın.
7: Verici Pil Voltajının Yetersiz Olması
Verici pil ömrü, kablosuz mikrofonların en önemli sorunudur. Kullanıcılar genellikle düşük maliyetli piller kullanarak ekipman maliyetini düşürmeye çalışır. Çoğu kablosuz üretici, alkalin veya tek kullanımlık lityum pilleri önerir çünkü bunların çıkış voltajı pil ömrü boyunca daha stabildir. Bu çok önemlidir, çünkü çoğu verici düşük voltajda ses bozulması veya sinyal kaybı yaşar. Şarj edilebilir piller ilk bakışta ideal çözüm gibi görünse de, çoğu şarj edilebilir pil tam şarjlı olsa bile, tek kullanımlık pillere göre yaklaşık %20 daha düşük voltaj sağlar.
Çözüm: Pil sorununu çözmek için, verici pilinin voltaj çıkış gereksinimlerini dikkatlice karşılaştırın ve pilin tüm performans süresince yeterli güç sağladığından emin olun. Lityum-iyon ve şarj edilebilir alkalin piller genellikle uzun süre dayanırken, nikel-metal hidrit (NiMH) ve nikel-kadmiyum (NiCd) piller sadece birkaç saat dayanabilir. Bu özellikle 9 volt piller için geçerlidir. AA şarj edilebilir pillerin performansı tek kullanımlık AA pillerinkine benzer.
8: Verici Giriş Seviyesinin Ayarlanmaması
Doğal gürültü ve FM iletiminin sınırlı dinamik aralığı, analog kablosuz ses iletiminin sınırlarını belirler. Bunu aşmak için çoğu kablosuz mikrofon sistemi ses kalitesini artırmak amacıyla genellikle iki ses işleme tekniği kullanır: Vericide ön vurgulama (pre-emphasis), alıcıda ise vurguyu kaldırma (de-emphasis) kullanılarak sinyal-gürültü oranı (SNR) iyileştirilir. Vericideki bir kompresör ve alıcıdaki bir ekspandör (compander) ile dinamik aralık 100 dB'nin üzerine çıkarılabilir. Bu, ses seviyesi ayarını çok önemli hale getirir. Ses seviyesi çok düşükse, tıslama (hiss) oluşur; çok yüksekse, bozulma (distortion) meydana gelebilir.
Çözüm: Optimum ses kalitesi için, verici giriş kazancı, en yüksek ses seviyelerinde tam modülasyon sağlayacak ancak bozulmaya yol açmayacak şekilde ayarlanmalıdır.
9: Kablosuz Sistem Kurulumu
Kablosuz sistemlerin en büyük baş ağrısı, radyo dalgalarının sürekli değişmesidir. Dijital TV'ye geçişle birlikte, analog ve dijital TV kanallarının kullanımı değişmektedir. FCC, tüketici ürünlerinin (kişisel PDA, akıllı telefon veya ev cihazları) boş TV kanallarını kablosuz internet erişimi için kullanmasına yönelik bir yol bulmaya çalışmaktadır.
Çözüm: Eskiden bir şehirdeki VHF bandı TV kanallarının tek mi çift mi olduğunu bilmek kolaydı. Ancak şimdi, kullanıcılar kablosuz mikrofonları (ve kulak içi monitörler, telsiz sistemler vb.) kurarken ve kullanırken, tanıdıkları bir mekanda bile çalışıyor olsalar bile, yerel spektrum durumunu düzenli olarak kontrol etmelidir.
Elbette, bu düşündüğümüz kadar karmaşık değil. İlk olarak, çoğu kablosuz cihaz üreticisi artık en güncel TV kanallarıyla senkronize çevrimiçi frekans seçim araçları sunmaktadır. İkinci olarak, harici RF tarayıcılar ve spektrum analizörleri tüm spektrumu (TV bandı dahil) hızla tarayabilir, giderek daha güçlü ve daha uygun fiyatlı hale gelerek kablosuz sistemlere büyük ölçüde bağımlı olanlar için pratik bir seçenek sunmaktadır. Son olarak, kablosuz sistemlerin kendileri de giderek daha karmaşık hale gelmekte; hatta bazı giriş seviyesi sistemler bile spektrumu tarayabilir veya açık bir frekans bulabilir. Bazı yüksek kaliteli sistemler, PC'nize veya Mac'inize bağlanarak spektrumu tarayabilir, size görsel bir RF durumu raporu verebilir, en uygun frekans setini hesaplayabilir (diğer RF cihazları da dikkate alarak) ve alıcıyı otomatik olarak kurabilir.
10: Alıcı Çıkış Seviyesinin Yanlış Ayarlanması
Frekans, dalga boyu ve antenler hakkında bu kadar çok konuştuktan sonra, kablosuz mikrofon sisteminin en temel gereksinimini gözden kaçırmak kolaydır: Sinyal kaynağı ile ses sistemi arasındaki bağlantı kablosunun yerini almak için, alıcılar genellikle çıkış seviyesi kontrolüne sahiptir (çoğu kablolu mikrofonun aksine). Bu, alıcı çıkışı ile ses sistemi girişi arasında daha hassas eşleştirme yapma fırsatı sunar.
Çözüm: Mikrofon seviyesi mi yoksa hat seviyesi (line level) mi kullanıldığına bakılmaksızın, çıkış seviyesi, ses sisteminin giriş sınırını aşmadan, mümkün olan en yüksek pratik seviyeye ayarlanmalıdır. Bu ayar, miksere giden giriş kanalındaki göstergelerden veya ses bozulmasını dinleyerek kontrol edilebilir.