Hifi Müzik ve Hifi Ses Sistemleri Nasıl Değerlendirilir?
Ses sıkıştırma alanında iki tür sıkıştırma vardır: kayıplı ve kayıpsız sıkıştırma. Sık karşılaştığımız MP3, WMA, OGG kayıplı sıkıştırma olarak bilinir. Kayıplı sıkıştırma, adından da anlaşılacağı gibi, ses örnekleme frekansını ve bit oranını düşürerek çıktı ses dosyasının orijinal dosyadan daha küçük olmasını sağlar.
Diğer bir ses sıkıştırma türü kayıpsız sıkıştırmadır. Kayıpsız sıkıştırma, orijinal dosyanın tüm verilerini %100 korurken ses dosyasının boyutunu daha da küçültebilir. Sıkıştırılmış ses dosyası geri açıldığında, orijinal dosya ile aynı boyuta, aynı bit hızına sahip olur. Şu anda yaygın kayıpsız sıkıştırma formatları APE, FLAC ve WAV'dır. Bu iki kayıpsız formatın karşılaştırması şu şekildedir:
FLAC (Free Lossless Audio Codec), APE kadar ünlü, çok olgunlaşmış bir kayıpsız sıkıştırma formatıdır! Formatın kaynak kodu tamamen açıktır ve neredeyse tüm işletim sistemi platformlarıyla uyumludur. Kodlama algoritması oldukça olgundur ve kapsamlı testlerden geçmiştir; kodlama hasar gördüğünde bile normal çalışmaya devam edebilir. Ayrıca, bu format en geniş donanım desteği alan ilk kayıpsız formattır. Rio şirketinin Karma sabit diskli taşınabilir çaları, Kenwood'un MusicKeg araç içi ses sistemi ve PhatBox'un dijital çalarları gibi dünyaca ünlü dijital ürünler FLAC formatını destekler.
APE, Monkey's Audio programı tarafından WAV sesinin sıkıştırılmasıyla oluşturulan bir formattır. Sıkıştırıldıktan sonra APE dosyasının boyutu orijinal WAV dosyasının yaklaşık yarısı kadar olur. Ancak bu yöntem yıkıcı sıkıştırma değildir. Bu APE dosyası açılıp orijinal haline getirilirse, elde edilen WAV dosyası orijinal WAV dosyasıyla tamamen aynı boyutta olacaktır. Bu nedenle APE, kayıpsız ses sıkıştırma formatı olarak da bilinir.
WAV formatı, Microsoft tarafından geliştirilen bir ses dosyası formatıdır, dalga ses dosyası olarak da adlandırılır ve en eski dijital ses formatıdır. Windows platformu ve uygulamaları tarafından yaygın olarak desteklenir. WAV formatı birçok sıkıştırma algoritmasını, çoklu ses bit derinliklerini, örnekleme frekanslarını ve kanalları destekler. 44.1kHz örnekleme frekansı ve 16 bit örnekleme derinliği kullanır, bu nedenle WAV'ın ses kalitesi CD'ye çok yakındır. Ancak WAV formatı, depolama alanı gereksinimi açısından çok büyüktür ve paylaşım ve yayılma için uygun değildir.
(2) Kayıpsız müziğin ne olduğunu anladıktan sonra, şimdi müziği nasıl takdir edeceğimizi konuşalım!
Müzik dinlerken temelde 3 bölümden oluşur: tiz, orta ve bas. (Aslında resimdeki mantıkla aynıdır: açık tonlar, gri tonlar, koyu tonlar. Bir eserin hacim kazanması için bu üç ana tona ihtiyacı vardır.) Birçok kişi bunu herkesin bildiğini söyler, ancak bu ses perdelerini nasıl ayırt edip konumlandıracağız? Küçük sesler için, ses şiddetindeki en ufak bir artış bile insan kulağı tarafından algılanabilir. Ancak ses şiddeti belirli bir değere ulaştıktan sonra, önemli ölçüde artış olsa bile insan kulağındaki algıda belirgin bir değişiklik olmaz.
Genellikle işitilebilir sesler, tiz, orta ve bas'ı belirlemek için oktav ilişkisine göre üçe bölünür: Bas frekans aralığı: 20Hz-160Hz. Orta frekans aralığı: 160Hz-2000Hz. Tiz frekans aralığı: 2000Hz-20000Hz. Bas frekans aralığı: Hifi ses sistemleriyle ilgilenenlerin sık söylediği bir söz vardır: Bas, bir müziğin ruhudur!
İyi bir ses sisteminde çalan müzikte bas sıkı, kesin, sağlam ve temiz olmalıdır. (Temsili enstrümanlar: Davul, viyolonsel vb.) Orta frekans aralığı: Bu aralık insan kulağının en sevdiği aralıktır. Müzikte tatlı, zarif ve doğal olmalıdır. İnsan konuşma sesi tam olarak bu frekans aralığındadır, sadece kadınların frekans aralığı erkeklere göre biraz daha yüksektir. Bu yüzden erkekler kadınların konuşmasını daha çok sever, kadınlar da daha çok konuşur. (Temsili enstrümanlar: Trompet, gitar vb.) Tiz frekans aralığı: Bas müziğin ruhuysa, tiz de o müziğin özüdür. Tiz sesler berrak, tatlı, yuvarlak ve akıcı olmalıdır. (Temsili enstrümanlar: Keman, flüt vb.)
Örneğin: Tsai Chin'in "Ferry" (İskele) şarkısını dikkatlice dinleyebilir ve içindeki tiz, orta ve bas hissini tadabilirsiniz. İlk olarak, bas davul iki hafif bir sert vuruşla çok dolgun ve güçlüdür. Gitar sesi net ve akıcıdır. Tsai Chin'in sesi manyetiktir, orta frekanslar çok yumuşaktır. Gitar ve tahta balık sesleri eşlik olarak çok ritmiktir. Aralarda çalan keman sesleri, çalma tekniği açısından çok zariftir ve dokusal bir zenginlik sunar. Birkaç enstrüman ve Tsai Chin'in sesi birbirine karışır ve ayrılmak üzere olan iki aşığın çaresiz ve hüzünlü halini son derece etkileyici bir şekilde ortaya koyar.
(3) Hİ-Fİ'nin Unsurları
1. Ses Kalitesi (Tonkalite). "Kalite" doğuştan gelen bir özelliktir. Ses kalitesi, sesin niteliğini ifade eder. Birçok kişi bunu "ton" ile karıştırır. Ses kalitesi ne demektir? En basit örnek: Bir çift ayakkabının kaliteli olduğunu söylediğinizde, kesinlikle ayağa uygun, rahat ve dayanıklı olduğunu kastedersiniz, modelinin güzel veya moda olup olmadığını değil. Benzer şekilde, ses kalitesi sesin içsel niteliklerini ifade ederken, tonu dış görünüm olarak anlayabiliriz.
2. Ton (Tını). Ton, sesin rengini ifade eder. Ses Kalitesi (TONE QUALITY) ile Ton (TIMBRE veya TONE COLOR) aynı şeyi ifade etmez. Şu ifadeleri sık duyarsınız: "Bu kemanın tonu çok soğuk", "Bu kemanın tonu çok sıcak" - işte bu kemanın tonudur. Sesler tıpkı ışık gibi renklidir, ancak bu renkler gözle değil, kulakla algılanır. Genellikle ton ne kadar sıcaksa ses o kadar yumuşak; ton ne kadar soğuksa ses o kadar serttir. Tıpkı kumaş gibi, kumaşın kalitesi malzemesini, kumaşın rengi ise rengini ifade eder; arada belirgin bir sınır vardır.
3. Tiz, Orta, Bas Frekans Bantlarındaki Yoğunluk Dağılımı ve Kontrolü. Bu madde anlaşılması kolaydır, ancak metinsel iletişimde yanlış anlaşılmalara da çok açıktır. Nasıl? Herkes şunu söyler: "Bu hoparlörün tizi çok güçlü, bası çok az" - bu tiz, orta ve bas frekans bantlarındaki yoğunluk dağılımıdır. Sorun şu ki, 20Hz ile 20KHz arasındaki frekans bant aralığı üçe bölünürse, bu kaçınılmaz olarak "yetersiz kesinlik" kargaşasına yol açar. Bu nedenle çok önceden bazıları enstrüman frekans bantlarını ve senfoni orkestralarının seslere verdiği isimleri referans alarak 20Hz-20KHz frekansını Çok Düşük Frekans, Bas, Orta-Bas, Orta Frekans, Orta-Tiz, Tiz ve Çok Tiz olmak üzere yedi bölüme ayırmıştır.
4. Ses Sahnesi Performansı. "Ses Sahnesi" tam olarak nedir? Amerika'da "Sound Field" ve "Sound Stage" iki farklı terimdir. "Sound Field" sesin doldurduğu tüm alanı ifade eder; "Sound Stage" ise özellikle sahnedeki orkestra düzenini (genişlik, derinlik, yükseklik, alçaklık dahil) kasteder. Türkiye'de bizim "ses sahnesi" dediğimiz şey aslında "Sound Stage"dir; "Sound Field" için ise zaten başka bir terim kullanıyoruz: "mekansal his". Bu nedenle, "ses sahnesinin şekli"nden bahsettiğimizde, cihazlarınızın yeniden oluşturduğu orkestra düzeninin şeklini kastederiz.
Ses sahnesi performansını şu noktalardan dinleyebiliriz: Birincisi, ses sahnesinin konumu; İkincisi, ses sahnesinin genişliği; Üçüncüsü, ses sahnesinin derinliği.
5. Sesin Yoğunluğu ve Ağırlık Hissi. Ses yoğunluğu, bir kilogram pamuk ile bir kilogram demir bloğu gibidir; demir bloğun yoğunluğu elbette çok daha fazladır. Bu nedenle her ikisi de aynı ağırlıkta olsa da, demir blok insana daha fazla ağırlık hissi verir. Yoğunluğu yüksek ses nasıl bir his verir? Yaylı çalgılar yapışkan bir his, üflemeli çalgılar kalın ve dolgun, vurmalı çalgılar vurulduğunda hava titreşimi hissi verir. Sonuç olarak, enstrümanlar ve insan sesleri daha kararlı, daha sağlam ve daha gerçekçi duyulur.
6. Şeffaflık. Şeffaflık neredeyse sadece hissedilen, tarif edilemeyen bir terimdir. Bazı kayıtlar ve cihazlar kristal berraklığında duyulurken, bazıları sanki bir sis perdesiyle örtülmüş gibidir. Belli bir hifi deneyimi olan herkes bu hissi bilir. Şeffaflık, meraklılar için çok önemli bir unsurdur çünkü şeffaflık kötüyse diğer tüm unsurların değerlendirilmesini de etkiler. En iyi şeffaflık yumuşaktır, kulakları yormaz; daha kötü şeffaflık göz yoran güneş ışığı gibidir, net görünür ama gözü yorar.
7. Katmanlılık. Katmanlılık anlaşılması kolaydır. Enstrümanların önden arkaya doğru sıralanışındaki aralıkların net bir şekilde yeniden üretilip üretilemediğini ifade eder. Televizyona benzetirsek, koyu gri ile siyah ayırt edilebiliyorsa katmanlılık vardır. Ses sisteminde de durum aynıdır; orkestra düzeni birbirine karışmıyorsa iyi katmanlılık vardır. Daha da iyisi, enstrümanlar arasındaki boşluğu duyabilmeliyiz; bu en iyi katmanlılığı sağlar.
8. Konumlandırma Hissi. Adından da anlaşılacağı gibi, konumlandırma hissi bir konumu "orada sabitlemek" demektir. Odaklanma kötüyse konumlandırma hissi zayıftır, imge oluşturma yeteneği kötüyse konumlandırma hissi yetersizdir; kayıt sırasındaki herhangi bir aşamadaki hatalı işlem de konum kaymasına neden olabilir. Hatta dinleme alanımızda doğrudan ses ile yansıyan ses oranı kötüyse bu da konumlandırma hatasına yol açar. Kısacası, konumlandırma hissinin kötü olmasının birçok nedeni olabilir. Biz nasıl oluştuğuyla değil, istediğimiz şeyle ilgileniriz: Enstrüman veya vokal net ve belirgin bir şekilde "orada sabitlenmiş" olmalı, hareket etmemesi gerektiğinde hareket etmemeli, dağılmaması gerektiğinde dağılmamalıdır.
9. Canlılık Hissi. Canlılık hissi, geçici tepki, hız hissi, güçlü/zayıf kontrastın diğer yüzü olarak tanımlanabilir. Müziği size canlı hissettirir, cansız değildir. Bu, müziğin güzel olup olmamasının önemli bir faktörüdür. Tıpkı seçkin bir şefin müziği canlılıkla yönetebilmesi gibi; vasat bir şef ise müziği genellikle cansız hale getirir. İşte bu müziğin canlılık hissidir.
10. İmge Oluşturma Yeteneği ve Hacim Hissi. Adından da anlaşılacağı gibi, imge oluşturma yeteneği, soyut ses imgelerini somut nesnelere dönüştürme becerisidir; başka bir deyişle, insan sesinin veya enstrümanın hacimsel hissini ortaya çıkarma yeteneğidir. Birçok meraklı bunu genellikle (hacim hissi) içine dahil eder, ancak bizce imge oluşturma yeteneği ve hacim hissi daha somuttur. İmge oluşturma yeteneği iyi olan ses cihazları, ses imgesini daha kabarık, daha hacimli hale getirir, yani sık söylediğimiz gibi ses imgesinin kontur gölgeleri daha net olur.
11. Çözünürlük. Bu terim anlaşılması en kolay olandır. Fotoğraf makinesi ile uğraşanlar lens çözünürlüğünün iyi/kötü farkını bilir; televizyon izleyenler de kendi televizyonlarının bir tutam siyah saçı en ufak karışıklık olmadan çözebilmesinin iyi çözünürlük olduğunu bilir. İyi ses cihazları, en ince, en karmaşık detayları bile net bir şekilde ifade edebilir; işte bu çözünürlüktür. Ancak vurgulanmalıdır ki, çözünürlük tüm detayların yeniden üretilmesini ve katmanlılık hissini temsil etmez.
12. Hız Hissi ve Geçici Tepki. Aslında hız hissi, geçici tepkinin sonucudur ve aynı zamanda cihazların yükselme süresi ve slew rate değerlerinin somut bir göstergesidir. Yabancılar genellikle bu maddeyi tepki olarak adlandırır, hız hissi demezler. Türkler için ise hız hissi, geçici tepkiden daha kolay anlaşılır bir terimdir. Temel olarak, bu iki terim de cihazların çeşitli tepkilerinin hızını ifade eder. Sanırım burada daha fazla açıklamaya gerek yok.
13. Güçlü/Zayıf Kontrast ve Dinamik Kontrast. Güçlü/zayıf kontrast, yabancıların "dinamik kontrast" dediği şey olarak da ifade edilebilir, yani yüksek sesle alçak ses arasındaki kontrasttır. Genel olarak, dinamik kontrast "çok geniş" ve "çok küçük" olmak üzere ikiye ayrılabilir. Klasik müziğin dinamiklerinin çok geniş olduğunu söyleriz, bununla kastedilen en yüksek sesle en düşük ses arasındaki farkın çok büyük olmasıdır. "Çok küçük" dinamik kontrast nedir? Ses seviyelerinin birbirine çok yakın olduğu ince kontrasttır. Güçlü/zayıf kontrastı en basit şekilde şöyle açıklayabiliriz: Çok geniş kontrast, kayalık sahile vuran dalgalardır; çok küçük kontrast ise hafif bir rüzgarla dalgalanan bir göldür.
14. Enstrüman ve İnsan Sesi Boyut Oranı. Hangi enstrüman ve insan sesi boyut oranı mantıklı kabul edilir? İdealistler, gerçek orkestra boyut oranının küçültülerek ev dinleme odasına sığdırılması gerektiğini düşünür. Aslında bu imkansızdır. En basit örneği verelim: Piyano ve keman bir sonat çalarken, piyanonun boyutu kemanın boyutundan kat kat büyüktür. Kayıt sırasında kemanın ses seviyesi artırılmazsa, keman genellikle piyano tarafından bastırılır. Doğru enstrüman ve insan sesi boyut oranı, körü körüne küçültmek değil, makul müzik gereksinimlerine göre boyut oranı belirlemektir. Enstrümanlar için geçerli olan bu durum, insan sesi için de geçerlidir. Sık sık duyduğumuz bazı DJ müziklerinde bu durum ortaya çıkar: Sadece güçlü ritim duyulur, insan sesi çok küçüktür ve hoş gelmez.
15. Enstrüman ve İnsan Sesi Dokusu, Hava Hissi. Burada bahsettiğimiz ses kalitesindeki (tonkalite) doku değildir. Enstrüman çalma, vurma anındaki dokunma hissinden kaynaklanan dokudur. Bu nedenle "kemanın yay sürtme dokusu çok iyi" dediğimizde, "kayıt kemana çok benziyor" anlamına gelir. Peki "hava hissi" nedir? Aslında üfleme hissidir. Daha net söylemek gerekirse, "hava hissi" ses dalgalarının titreşim hissidir. Bahsettiğimiz doku ise "doğruluk derecesi"dir, çoğunlukla "temas" sonrası o anki hissi ifade eder.
16. Detayların Yeniden Üretimi. Detaylar genel olarak enstrüman detayları, akustiğin (reverberasyon) ince yeniden üretimi ve kayıt alanındaki tüm gürültüleri ifade eder. Bir ses cihazının ne kadar detay yeniden ürettiği kolayca AB Testi ile karşılaştırılarak anlaşılır. Bazı cihazlar neden daha fazla detay yeniden üretir? Bunun düşük distorsiyon, yüksek sinyal-gürültü oranı (SNR), yüksek hassasiyet, çözünürlük, şeffaflık gibi faktörlerle ilgili olduğunu düşünüyoruz. Detayı az olan cihazlar düz ve sıkıcı duyulur; detayı fazla olan cihazlar ise ilginç ve keyiflidir.
17. Mekansal Hissi (Soundstage). Sık sık deriz ki, bir ses sistemi (cihazlar, kayıt ve mekan dahil) "ses sahnesini havada asılı gibi hissettirebiliyorsa", o zaman mutlaka "mekansal hissi de görebilirsiniz". Lütfen dikkat: "duymak" değil, "görmek". Gerçekten iyi performans gösteren bir ses sahnesi ve mekansal his kesinlikle "görülebilir" olmalıdır, sadece "duyulabilir" değil. Mekansal his nedir? Kayıt mekanının üç boyutlu fiziksel büyüklüğüdür. Mekansal hissin tam olarak ifade edilebilmesi için mükemmel detay yeniden üretimi kesinlikle gereklidir, özellikle "reverberasyon" (akustik yankı) yeniden üretimi.
18. Genel Denge. Herhangi bir kayıt ve ses cihazı, bir şefin orkestrayı yönettiği gibi genel bir denge sağlamalıdır. Bu tıpkı bir orkestradaki her bir müzisyenin virtüöz olmasına benzer. Ancak herkes öne çıkmaya çalışır ve şefin yorumunu dinlemezse, bireysel icra seviyeleri yüksek olsa bile orkestranın genel dengesi kesinlikle kötü olacaktır ve bu iyi bir orkestra değildir. Bu konuda ölçülebilir bir kriter yoktur. Genel dengeyi ayırt etmek, orkestraların iyiliğini/kötülüğünü ayırt etmek için çok sayıda konser dinlemek gerektiği gibi, sadece kendi zengin dinleme deneyiminize dayanarak karar vermelisiniz.
19. Cihaz Karakteri. Plaklar ve ses cihazları da insanlar gibi kendi karakterlerine sahiptir. Bazıları centilmen gibi, bazıları öfke nöbetleri olan tipler gibi; bazıları bir hanımefendi kadar nazik, bazıları Carmen kadar tutkulu. Karakter farklılıkları nedeniyle, eşleştirmede de evlilik gibi ciddiye alınmalıdır. Öfkeli karakterdeki iki cihaz bir araya gelirse, size katlanılmaz gelir. Tersine, iki ağırkanlı, yavaş cihaz bir araya gelirse sizi çileden çıkarır. Bu nedenle, cihaz karakterini tanımak kesinlikle gereklidir.
20. Cihaz Eşleştirme. Daha önce de belirtildiği gibi, her plak, her cihazın kendi karakteri vardır. Uygun olmayan cihaz eşleştirmeleri genellikle cihazın kendi kalitesinden daha büyük etki yapar. Sadece amatör meraklılar değil, bazı uzmanlar bile sıklıkla uygun olmayan eşleştirmeler nedeniyle cihazın gerçek yeteneklerini yanlış anlarlar; bu çok üzücü bir durumdur. Bu nedenle, ekipman kurarken, cihazların müzik performans özelliklerine göre makul bir şekilde eşleştirilmesi gerekir.
(4) Özet:
Bu "Hifi Müzik ve Hifi Ses Sistemleri Nasıl Değerlendirilir" yazısının amacı, karşılıklı bilgi alışverişi yaparak kendi takdir seviyemizi birlikte yükseltmektir. Bazıları hangi ses sisteminin nasıl eşleştirileceğini bilmediğini söylüyor? Bu yazıyı öğrenerek kendimize bir konum belirleyebilir, hangi ses sistemlerinin bizim dinlememiz için uygun olduğunu seçebiliriz. Bazen şu soru sorulur: Hangi ses sistemini kullanıyorsun? Aslında herkesin takdir seviyesi, işitmesi, zevkleri, ekonomik koşulları vb. farklıdır. Ses sistemi seçerken mutlaka kişisel tercihlere göre, amaca yönelik seçim yapmak doğru olandır. Herkes bu konudaki bilgileri daha fazla paylaşmalı ve takdir seviyemizi birlikte yükseltmelidir!
Diğer bir ses sıkıştırma türü kayıpsız sıkıştırmadır. Kayıpsız sıkıştırma, orijinal dosyanın tüm verilerini %100 korurken ses dosyasının boyutunu daha da küçültebilir. Sıkıştırılmış ses dosyası geri açıldığında, orijinal dosya ile aynı boyuta, aynı bit hızına sahip olur. Şu anda yaygın kayıpsız sıkıştırma formatları APE, FLAC ve WAV'dır. Bu iki kayıpsız formatın karşılaştırması şu şekildedir:
FLAC (Free Lossless Audio Codec), APE kadar ünlü, çok olgunlaşmış bir kayıpsız sıkıştırma formatıdır! Formatın kaynak kodu tamamen açıktır ve neredeyse tüm işletim sistemi platformlarıyla uyumludur. Kodlama algoritması oldukça olgundur ve kapsamlı testlerden geçmiştir; kodlama hasar gördüğünde bile normal çalışmaya devam edebilir. Ayrıca, bu format en geniş donanım desteği alan ilk kayıpsız formattır. Rio şirketinin Karma sabit diskli taşınabilir çaları, Kenwood'un MusicKeg araç içi ses sistemi ve PhatBox'un dijital çalarları gibi dünyaca ünlü dijital ürünler FLAC formatını destekler.
APE, Monkey's Audio programı tarafından WAV sesinin sıkıştırılmasıyla oluşturulan bir formattır. Sıkıştırıldıktan sonra APE dosyasının boyutu orijinal WAV dosyasının yaklaşık yarısı kadar olur. Ancak bu yöntem yıkıcı sıkıştırma değildir. Bu APE dosyası açılıp orijinal haline getirilirse, elde edilen WAV dosyası orijinal WAV dosyasıyla tamamen aynı boyutta olacaktır. Bu nedenle APE, kayıpsız ses sıkıştırma formatı olarak da bilinir.
WAV formatı, Microsoft tarafından geliştirilen bir ses dosyası formatıdır, dalga ses dosyası olarak da adlandırılır ve en eski dijital ses formatıdır. Windows platformu ve uygulamaları tarafından yaygın olarak desteklenir. WAV formatı birçok sıkıştırma algoritmasını, çoklu ses bit derinliklerini, örnekleme frekanslarını ve kanalları destekler. 44.1kHz örnekleme frekansı ve 16 bit örnekleme derinliği kullanır, bu nedenle WAV'ın ses kalitesi CD'ye çok yakındır. Ancak WAV formatı, depolama alanı gereksinimi açısından çok büyüktür ve paylaşım ve yayılma için uygun değildir.
(2) Kayıpsız müziğin ne olduğunu anladıktan sonra, şimdi müziği nasıl takdir edeceğimizi konuşalım!
Müzik dinlerken temelde 3 bölümden oluşur: tiz, orta ve bas. (Aslında resimdeki mantıkla aynıdır: açık tonlar, gri tonlar, koyu tonlar. Bir eserin hacim kazanması için bu üç ana tona ihtiyacı vardır.) Birçok kişi bunu herkesin bildiğini söyler, ancak bu ses perdelerini nasıl ayırt edip konumlandıracağız? Küçük sesler için, ses şiddetindeki en ufak bir artış bile insan kulağı tarafından algılanabilir. Ancak ses şiddeti belirli bir değere ulaştıktan sonra, önemli ölçüde artış olsa bile insan kulağındaki algıda belirgin bir değişiklik olmaz.
Genellikle işitilebilir sesler, tiz, orta ve bas'ı belirlemek için oktav ilişkisine göre üçe bölünür: Bas frekans aralığı: 20Hz-160Hz. Orta frekans aralığı: 160Hz-2000Hz. Tiz frekans aralığı: 2000Hz-20000Hz. Bas frekans aralığı: Hifi ses sistemleriyle ilgilenenlerin sık söylediği bir söz vardır: Bas, bir müziğin ruhudur!
İyi bir ses sisteminde çalan müzikte bas sıkı, kesin, sağlam ve temiz olmalıdır. (Temsili enstrümanlar: Davul, viyolonsel vb.) Orta frekans aralığı: Bu aralık insan kulağının en sevdiği aralıktır. Müzikte tatlı, zarif ve doğal olmalıdır. İnsan konuşma sesi tam olarak bu frekans aralığındadır, sadece kadınların frekans aralığı erkeklere göre biraz daha yüksektir. Bu yüzden erkekler kadınların konuşmasını daha çok sever, kadınlar da daha çok konuşur. (Temsili enstrümanlar: Trompet, gitar vb.) Tiz frekans aralığı: Bas müziğin ruhuysa, tiz de o müziğin özüdür. Tiz sesler berrak, tatlı, yuvarlak ve akıcı olmalıdır. (Temsili enstrümanlar: Keman, flüt vb.)
Örneğin: Tsai Chin'in "Ferry" (İskele) şarkısını dikkatlice dinleyebilir ve içindeki tiz, orta ve bas hissini tadabilirsiniz. İlk olarak, bas davul iki hafif bir sert vuruşla çok dolgun ve güçlüdür. Gitar sesi net ve akıcıdır. Tsai Chin'in sesi manyetiktir, orta frekanslar çok yumuşaktır. Gitar ve tahta balık sesleri eşlik olarak çok ritmiktir. Aralarda çalan keman sesleri, çalma tekniği açısından çok zariftir ve dokusal bir zenginlik sunar. Birkaç enstrüman ve Tsai Chin'in sesi birbirine karışır ve ayrılmak üzere olan iki aşığın çaresiz ve hüzünlü halini son derece etkileyici bir şekilde ortaya koyar.
(3) Hİ-Fİ'nin Unsurları
1. Ses Kalitesi (Tonkalite). "Kalite" doğuştan gelen bir özelliktir. Ses kalitesi, sesin niteliğini ifade eder. Birçok kişi bunu "ton" ile karıştırır. Ses kalitesi ne demektir? En basit örnek: Bir çift ayakkabının kaliteli olduğunu söylediğinizde, kesinlikle ayağa uygun, rahat ve dayanıklı olduğunu kastedersiniz, modelinin güzel veya moda olup olmadığını değil. Benzer şekilde, ses kalitesi sesin içsel niteliklerini ifade ederken, tonu dış görünüm olarak anlayabiliriz.
2. Ton (Tını). Ton, sesin rengini ifade eder. Ses Kalitesi (TONE QUALITY) ile Ton (TIMBRE veya TONE COLOR) aynı şeyi ifade etmez. Şu ifadeleri sık duyarsınız: "Bu kemanın tonu çok soğuk", "Bu kemanın tonu çok sıcak" - işte bu kemanın tonudur. Sesler tıpkı ışık gibi renklidir, ancak bu renkler gözle değil, kulakla algılanır. Genellikle ton ne kadar sıcaksa ses o kadar yumuşak; ton ne kadar soğuksa ses o kadar serttir. Tıpkı kumaş gibi, kumaşın kalitesi malzemesini, kumaşın rengi ise rengini ifade eder; arada belirgin bir sınır vardır.
3. Tiz, Orta, Bas Frekans Bantlarındaki Yoğunluk Dağılımı ve Kontrolü. Bu madde anlaşılması kolaydır, ancak metinsel iletişimde yanlış anlaşılmalara da çok açıktır. Nasıl? Herkes şunu söyler: "Bu hoparlörün tizi çok güçlü, bası çok az" - bu tiz, orta ve bas frekans bantlarındaki yoğunluk dağılımıdır. Sorun şu ki, 20Hz ile 20KHz arasındaki frekans bant aralığı üçe bölünürse, bu kaçınılmaz olarak "yetersiz kesinlik" kargaşasına yol açar. Bu nedenle çok önceden bazıları enstrüman frekans bantlarını ve senfoni orkestralarının seslere verdiği isimleri referans alarak 20Hz-20KHz frekansını Çok Düşük Frekans, Bas, Orta-Bas, Orta Frekans, Orta-Tiz, Tiz ve Çok Tiz olmak üzere yedi bölüme ayırmıştır.
4. Ses Sahnesi Performansı. "Ses Sahnesi" tam olarak nedir? Amerika'da "Sound Field" ve "Sound Stage" iki farklı terimdir. "Sound Field" sesin doldurduğu tüm alanı ifade eder; "Sound Stage" ise özellikle sahnedeki orkestra düzenini (genişlik, derinlik, yükseklik, alçaklık dahil) kasteder. Türkiye'de bizim "ses sahnesi" dediğimiz şey aslında "Sound Stage"dir; "Sound Field" için ise zaten başka bir terim kullanıyoruz: "mekansal his". Bu nedenle, "ses sahnesinin şekli"nden bahsettiğimizde, cihazlarınızın yeniden oluşturduğu orkestra düzeninin şeklini kastederiz.
Ses sahnesi performansını şu noktalardan dinleyebiliriz: Birincisi, ses sahnesinin konumu; İkincisi, ses sahnesinin genişliği; Üçüncüsü, ses sahnesinin derinliği.
5. Sesin Yoğunluğu ve Ağırlık Hissi. Ses yoğunluğu, bir kilogram pamuk ile bir kilogram demir bloğu gibidir; demir bloğun yoğunluğu elbette çok daha fazladır. Bu nedenle her ikisi de aynı ağırlıkta olsa da, demir blok insana daha fazla ağırlık hissi verir. Yoğunluğu yüksek ses nasıl bir his verir? Yaylı çalgılar yapışkan bir his, üflemeli çalgılar kalın ve dolgun, vurmalı çalgılar vurulduğunda hava titreşimi hissi verir. Sonuç olarak, enstrümanlar ve insan sesleri daha kararlı, daha sağlam ve daha gerçekçi duyulur.
6. Şeffaflık. Şeffaflık neredeyse sadece hissedilen, tarif edilemeyen bir terimdir. Bazı kayıtlar ve cihazlar kristal berraklığında duyulurken, bazıları sanki bir sis perdesiyle örtülmüş gibidir. Belli bir hifi deneyimi olan herkes bu hissi bilir. Şeffaflık, meraklılar için çok önemli bir unsurdur çünkü şeffaflık kötüyse diğer tüm unsurların değerlendirilmesini de etkiler. En iyi şeffaflık yumuşaktır, kulakları yormaz; daha kötü şeffaflık göz yoran güneş ışığı gibidir, net görünür ama gözü yorar.
7. Katmanlılık. Katmanlılık anlaşılması kolaydır. Enstrümanların önden arkaya doğru sıralanışındaki aralıkların net bir şekilde yeniden üretilip üretilemediğini ifade eder. Televizyona benzetirsek, koyu gri ile siyah ayırt edilebiliyorsa katmanlılık vardır. Ses sisteminde de durum aynıdır; orkestra düzeni birbirine karışmıyorsa iyi katmanlılık vardır. Daha da iyisi, enstrümanlar arasındaki boşluğu duyabilmeliyiz; bu en iyi katmanlılığı sağlar.
8. Konumlandırma Hissi. Adından da anlaşılacağı gibi, konumlandırma hissi bir konumu "orada sabitlemek" demektir. Odaklanma kötüyse konumlandırma hissi zayıftır, imge oluşturma yeteneği kötüyse konumlandırma hissi yetersizdir; kayıt sırasındaki herhangi bir aşamadaki hatalı işlem de konum kaymasına neden olabilir. Hatta dinleme alanımızda doğrudan ses ile yansıyan ses oranı kötüyse bu da konumlandırma hatasına yol açar. Kısacası, konumlandırma hissinin kötü olmasının birçok nedeni olabilir. Biz nasıl oluştuğuyla değil, istediğimiz şeyle ilgileniriz: Enstrüman veya vokal net ve belirgin bir şekilde "orada sabitlenmiş" olmalı, hareket etmemesi gerektiğinde hareket etmemeli, dağılmaması gerektiğinde dağılmamalıdır.
9. Canlılık Hissi. Canlılık hissi, geçici tepki, hız hissi, güçlü/zayıf kontrastın diğer yüzü olarak tanımlanabilir. Müziği size canlı hissettirir, cansız değildir. Bu, müziğin güzel olup olmamasının önemli bir faktörüdür. Tıpkı seçkin bir şefin müziği canlılıkla yönetebilmesi gibi; vasat bir şef ise müziği genellikle cansız hale getirir. İşte bu müziğin canlılık hissidir.
10. İmge Oluşturma Yeteneği ve Hacim Hissi. Adından da anlaşılacağı gibi, imge oluşturma yeteneği, soyut ses imgelerini somut nesnelere dönüştürme becerisidir; başka bir deyişle, insan sesinin veya enstrümanın hacimsel hissini ortaya çıkarma yeteneğidir. Birçok meraklı bunu genellikle (hacim hissi) içine dahil eder, ancak bizce imge oluşturma yeteneği ve hacim hissi daha somuttur. İmge oluşturma yeteneği iyi olan ses cihazları, ses imgesini daha kabarık, daha hacimli hale getirir, yani sık söylediğimiz gibi ses imgesinin kontur gölgeleri daha net olur.
11. Çözünürlük. Bu terim anlaşılması en kolay olandır. Fotoğraf makinesi ile uğraşanlar lens çözünürlüğünün iyi/kötü farkını bilir; televizyon izleyenler de kendi televizyonlarının bir tutam siyah saçı en ufak karışıklık olmadan çözebilmesinin iyi çözünürlük olduğunu bilir. İyi ses cihazları, en ince, en karmaşık detayları bile net bir şekilde ifade edebilir; işte bu çözünürlüktür. Ancak vurgulanmalıdır ki, çözünürlük tüm detayların yeniden üretilmesini ve katmanlılık hissini temsil etmez.
12. Hız Hissi ve Geçici Tepki. Aslında hız hissi, geçici tepkinin sonucudur ve aynı zamanda cihazların yükselme süresi ve slew rate değerlerinin somut bir göstergesidir. Yabancılar genellikle bu maddeyi tepki olarak adlandırır, hız hissi demezler. Türkler için ise hız hissi, geçici tepkiden daha kolay anlaşılır bir terimdir. Temel olarak, bu iki terim de cihazların çeşitli tepkilerinin hızını ifade eder. Sanırım burada daha fazla açıklamaya gerek yok.
13. Güçlü/Zayıf Kontrast ve Dinamik Kontrast. Güçlü/zayıf kontrast, yabancıların "dinamik kontrast" dediği şey olarak da ifade edilebilir, yani yüksek sesle alçak ses arasındaki kontrasttır. Genel olarak, dinamik kontrast "çok geniş" ve "çok küçük" olmak üzere ikiye ayrılabilir. Klasik müziğin dinamiklerinin çok geniş olduğunu söyleriz, bununla kastedilen en yüksek sesle en düşük ses arasındaki farkın çok büyük olmasıdır. "Çok küçük" dinamik kontrast nedir? Ses seviyelerinin birbirine çok yakın olduğu ince kontrasttır. Güçlü/zayıf kontrastı en basit şekilde şöyle açıklayabiliriz: Çok geniş kontrast, kayalık sahile vuran dalgalardır; çok küçük kontrast ise hafif bir rüzgarla dalgalanan bir göldür.
14. Enstrüman ve İnsan Sesi Boyut Oranı. Hangi enstrüman ve insan sesi boyut oranı mantıklı kabul edilir? İdealistler, gerçek orkestra boyut oranının küçültülerek ev dinleme odasına sığdırılması gerektiğini düşünür. Aslında bu imkansızdır. En basit örneği verelim: Piyano ve keman bir sonat çalarken, piyanonun boyutu kemanın boyutundan kat kat büyüktür. Kayıt sırasında kemanın ses seviyesi artırılmazsa, keman genellikle piyano tarafından bastırılır. Doğru enstrüman ve insan sesi boyut oranı, körü körüne küçültmek değil, makul müzik gereksinimlerine göre boyut oranı belirlemektir. Enstrümanlar için geçerli olan bu durum, insan sesi için de geçerlidir. Sık sık duyduğumuz bazı DJ müziklerinde bu durum ortaya çıkar: Sadece güçlü ritim duyulur, insan sesi çok küçüktür ve hoş gelmez.
15. Enstrüman ve İnsan Sesi Dokusu, Hava Hissi. Burada bahsettiğimiz ses kalitesindeki (tonkalite) doku değildir. Enstrüman çalma, vurma anındaki dokunma hissinden kaynaklanan dokudur. Bu nedenle "kemanın yay sürtme dokusu çok iyi" dediğimizde, "kayıt kemana çok benziyor" anlamına gelir. Peki "hava hissi" nedir? Aslında üfleme hissidir. Daha net söylemek gerekirse, "hava hissi" ses dalgalarının titreşim hissidir. Bahsettiğimiz doku ise "doğruluk derecesi"dir, çoğunlukla "temas" sonrası o anki hissi ifade eder.
16. Detayların Yeniden Üretimi. Detaylar genel olarak enstrüman detayları, akustiğin (reverberasyon) ince yeniden üretimi ve kayıt alanındaki tüm gürültüleri ifade eder. Bir ses cihazının ne kadar detay yeniden ürettiği kolayca AB Testi ile karşılaştırılarak anlaşılır. Bazı cihazlar neden daha fazla detay yeniden üretir? Bunun düşük distorsiyon, yüksek sinyal-gürültü oranı (SNR), yüksek hassasiyet, çözünürlük, şeffaflık gibi faktörlerle ilgili olduğunu düşünüyoruz. Detayı az olan cihazlar düz ve sıkıcı duyulur; detayı fazla olan cihazlar ise ilginç ve keyiflidir.
17. Mekansal Hissi (Soundstage). Sık sık deriz ki, bir ses sistemi (cihazlar, kayıt ve mekan dahil) "ses sahnesini havada asılı gibi hissettirebiliyorsa", o zaman mutlaka "mekansal hissi de görebilirsiniz". Lütfen dikkat: "duymak" değil, "görmek". Gerçekten iyi performans gösteren bir ses sahnesi ve mekansal his kesinlikle "görülebilir" olmalıdır, sadece "duyulabilir" değil. Mekansal his nedir? Kayıt mekanının üç boyutlu fiziksel büyüklüğüdür. Mekansal hissin tam olarak ifade edilebilmesi için mükemmel detay yeniden üretimi kesinlikle gereklidir, özellikle "reverberasyon" (akustik yankı) yeniden üretimi.
18. Genel Denge. Herhangi bir kayıt ve ses cihazı, bir şefin orkestrayı yönettiği gibi genel bir denge sağlamalıdır. Bu tıpkı bir orkestradaki her bir müzisyenin virtüöz olmasına benzer. Ancak herkes öne çıkmaya çalışır ve şefin yorumunu dinlemezse, bireysel icra seviyeleri yüksek olsa bile orkestranın genel dengesi kesinlikle kötü olacaktır ve bu iyi bir orkestra değildir. Bu konuda ölçülebilir bir kriter yoktur. Genel dengeyi ayırt etmek, orkestraların iyiliğini/kötülüğünü ayırt etmek için çok sayıda konser dinlemek gerektiği gibi, sadece kendi zengin dinleme deneyiminize dayanarak karar vermelisiniz.
19. Cihaz Karakteri. Plaklar ve ses cihazları da insanlar gibi kendi karakterlerine sahiptir. Bazıları centilmen gibi, bazıları öfke nöbetleri olan tipler gibi; bazıları bir hanımefendi kadar nazik, bazıları Carmen kadar tutkulu. Karakter farklılıkları nedeniyle, eşleştirmede de evlilik gibi ciddiye alınmalıdır. Öfkeli karakterdeki iki cihaz bir araya gelirse, size katlanılmaz gelir. Tersine, iki ağırkanlı, yavaş cihaz bir araya gelirse sizi çileden çıkarır. Bu nedenle, cihaz karakterini tanımak kesinlikle gereklidir.
20. Cihaz Eşleştirme. Daha önce de belirtildiği gibi, her plak, her cihazın kendi karakteri vardır. Uygun olmayan cihaz eşleştirmeleri genellikle cihazın kendi kalitesinden daha büyük etki yapar. Sadece amatör meraklılar değil, bazı uzmanlar bile sıklıkla uygun olmayan eşleştirmeler nedeniyle cihazın gerçek yeteneklerini yanlış anlarlar; bu çok üzücü bir durumdur. Bu nedenle, ekipman kurarken, cihazların müzik performans özelliklerine göre makul bir şekilde eşleştirilmesi gerekir.
(4) Özet:
Bu "Hifi Müzik ve Hifi Ses Sistemleri Nasıl Değerlendirilir" yazısının amacı, karşılıklı bilgi alışverişi yaparak kendi takdir seviyemizi birlikte yükseltmektir. Bazıları hangi ses sisteminin nasıl eşleştirileceğini bilmediğini söylüyor? Bu yazıyı öğrenerek kendimize bir konum belirleyebilir, hangi ses sistemlerinin bizim dinlememiz için uygun olduğunu seçebiliriz. Bazen şu soru sorulur: Hangi ses sistemini kullanıyorsun? Aslında herkesin takdir seviyesi, işitmesi, zevkleri, ekonomik koşulları vb. farklıdır. Ses sistemi seçerken mutlaka kişisel tercihlere göre, amaca yönelik seçim yapmak doğru olandır. Herkes bu konudaki bilgileri daha fazla paylaşmalı ve takdir seviyemizi birlikte yükseltmelidir!